“Messi’den Miranda Kerr’e: Bach Çiçekleri ile Gerçek Şifa Yolculukları”

Bazen insan, yalnızca nefes almakla hayatta kalmadığını fark eder.
Ruhun da soluk almak ister; kırıldığında, yorulduğunda, kaybolduğunda…
Ve bazen ona şifa verecek olan şey, ne ağır sözlerdir, ne karmaşık ilaçlar.
Bazen sadece bir çiçeğin frekansı yeter.

Bach Çiçekleri, tam da bu yüzden doğdu: İnsan kalbinin kırık yerlerine, doğanın elleriyle dokunabilmek için.

Bugün dünyanın dört bir yanında, sadece ruhunu dinlemek isteyen sıradan insanlar değil, dünyanın en güçlü görünen yüzleri de Bach Çiçekleri’ne kalplerini açıyor.
Düşünsene; Lionel Messi, dünyanın en iyi futbolcusu bile gençlik yıllarında yaşadığı kaygı ve baskıyla baş etmek için Bach Çiçekleri’nden destek aldı.
Dünyanın en hızlı koşanları, en çok alkışlananları, en büyük sahnelerde parlayanları…
Hepsi, zaman zaman içlerindeki küçük çocuğun ağlayışını duydular.
Ve şefkatle ona sarılmak için doğanın şifasına döndüler.

Miranda Kerr, podyumlarda ışıklar altında yürürken bile içindeki kırılgan yanlarını onarmak için Bach Çiçeklerini seçti.
Emma Watson, milyonların sevgisini kazanmışken bile kendi iç dünyasında kaybolduğu anlarda doğadan güç aldı.
Gwyneth Paltrow, ruhuna iyi bakmanın, sadece bedene değil, hislere de şefkat göstermek olduğunu bildi.
Salma Hayek, yoğun hayat temposunda nefes alacak küçük bir pencere açmak için bu çiçek özlerine sarıldı.

Çünkü şunu anladılar:
Gerçek denge, başarıda, şöhrette, kalabalıkta değil…
İnsanın kendi içinde kurduğu sessiz barışta gizli.

Bach Çiçekleri, bir reçeteden ibaret değil.
Bir yolculuk, bir yeniden buluşma…
Kaygının içindeki saklı cesareti, korkunun ardındaki sabrı, umutsuzlukla örtülmüş umudu bulma cesareti.

Sana da bazen oluyor mu?
Durup dururken bir ağırlık çöktüğü oluyor mu mesela?
Ya da sebepsiz yere sinirleniyor, kırılıyor, içine kapanıyor musun?
İşte tam o anlarda, Bach Çiçekleri sana diyor ki:
“Sana kızmıyorum. Seninle savaşmıyorum. Sadece elini tutmaya geldim.”

Belki de bu yüzden dünyanın dört bir yanında her gün binlerce insan, bir damla özle, bir tutam sevgiyle ruhuna iyi bakmayı seçiyor.
Hiçbir bağımlılık yaratmadan, bedenini yormadan, sadece negatif duygularını temizleyerek ve pozitif duygularını parlatarak…

Bach Çiçekleri ile başlamak, kendine şu soruyu sormak gibidir:
“Bugün içimde hangi duyguyu sevebilirim?”

Ve adım adım, doğanın yumuşak şarkısıyla ruhunun yaraları kapanır.
Bir sabah, farkına bile varmadan daha hafif uyanırsın.
Bir akşam, kendi kendine gülümsediğini fark edersin.
Hiçbir şey değişmemiş gibi görünür ama her şey değişmiştir.

Çünkü gerçek iyileşme, içeriden başlar.

Hayatın sana yüklediği tüm ağırlıkların ortasında,
Bach Çiçekleri sessizce fısıldıyor:
“Sen zaten tamdın. Sadece hatırlaman gerekiyordu.”